4 bin abone 24 bine çıkmış halen geçmişi suçluyor
Su, yaşamın temel kaynağıdır ve onun yönetimi toplumların en önemli sorumluluklarından biridir. Ancak ne yazık ki, bazen insanlar bu önemli konuda gereken hassasiyeti göstermezler ve sonunda su krizleriyle karşı karşıya kalırlar. İşte bu durumda, su kaynaklarının idaresinde ihmali olanların eleştirilmesi kaçınılmazdır.
Günümüzde, birçok şehir su kaynaklarını etkili bir şekilde yönetememekte ve bu da ciddi su krizlerine yol açmaktadır. Ancak, bu krizlerin sorumluluğu tıpkı Karaman’da olduğu gibi genellikle geçmiş yönetimlere atılmaktadır. Bunun nedeni, mevcut yöneticilerin su kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak için gerekli adımları atmamış olmalarıdır.
Bu bağlamda, Yeşildere (İbrala) barajının yapımına maddi veya manevi hiçbir katkısı olmayan kişilerin, şimdi su krizini bahane ederek barajı eleştirmeleri oldukça ironiktir. Barajın yapıldığı tarihte 4 bin olan abone sayısının günümüzde 24 bini bulması, şehirdeki su ihtiyacının arttığını ve bu kaynağın daha fazla baskı altında olduğunu göstermektedir. Ancak, bu artan talebe rağmen, Savaş Kalaycı yönetimince su tasarrufu tedbirleri alınmamış ve yeni su kaynakları oluşturulmamıştır. Bu da su krizinin büyümesine katkıda bulunmuştur.
Yapıldığı tarihte mevcut abone sayısını dikkate alınarak uzun yıllar kapasiteyi kaldıracağı öngörülen barajın yüzde 64’ü sulama, yüzde 36’sı ise içme suyu için tahsisliydi. Mevcut yönetim, çiftçiye herhangi bir faydalanma sağlamaksızın bütün kapasiteyi içme suyu olarak planlayınca, içerisinde bulunduğumuz durum ortaya çıktı. Nitekim gelinen süreçte barajın bakım onarım nedeniyle suyunun da boşaltılması, herhangi bir alternatif planı olmayan belediyeyi ve haliyle Karaman’ı zora soktu.
Hali hazırda şehrin içme suyu, kuyulardan sağlanabiliyor ancak, kurak geçen mevsimi hesap edip ne bir tasarruf tedbiri alan var ne de yeni kaynak arayan. Kalaycı’nın ekibi; hazır kaynakları tüketme konusunda oldukça mahir olmasına karşın, su başta olmak üzere sorumlu oldukları konularda oldukça ihmalkâr.
Unutulmamalıdır ki; su krizlerinin önlenmesi ve yönetilmesi, öncelikli olarak belediyenin sorumluluğundadır. Suya siyaset karıştırmak ve su fiyatı üzerinden halka şirin gözükmeye çalışmak bugün musluklardan çamur akmasına, yarın ise o muslukların kurumasına neden olabilir. Bu nedenle acilen halkın da aktif katılımının sağlandığı tedbirlerle, yeni kaynak oluşturma konularında harekete geçmek lazım. Gelecek nesillere sağlıklı bir gelecek bırakmak, dünün değil bugünün konusudur! Adama sorarlar, ‘’Beş yıl boyunca suyumuz için ne yaptınız?’’